Etnik Birlik Hikayesi

Çalışmaya başladığımızda, karşılıklı güven ve saygının yaratılmasına dayanan metodolojimizin bu değerlerin kırık göründüğü bir bağlamda çalışıp çalışmayacağı soruldu. Oturumlarımız sırasında Müslümanlar, Hırvatlar ve Sırplar birlikte oturdu. Şimdiye kadar uzlaşmaz düşman olan insanlar, şirketlerinin ve kendi yaşamlarının devam etmesi için işbirliği yapmak zorunda kaldılar.

Garip sessizlikler ve güvensizlik görünüşü ile dolu zor bir süreçti. Ama yavaş yavaş bir şey değişmeye başladı. Üçüncü oturum etrafında, katılımcıların artık etnik gruplarının temsilcileri olarak değil, aynı ekibin üyesi olarak konuştuğunu fark ettim. Fikirleri korkmadan paylaşmaya, diğer teklifleri dinlemeye ve birlikte gülmeye başladılar. O anda derin bir şey olduğunu biliyordum.

Sürecin sonunda, şirket sadece bir büyüme planı ve organizasyonel gelişme tasarlamakla kalmadı. Daha da değerli bir şey doğdu: topluluğu için bir örnek haline gelen işbirliğine dayanan yeni bir iç kültür.

Bu deneyim bana asla unutamayacağım bir şey öğretti: eğer bir nefret, savaş ve yıkım bağlamında güven ve saygı oluşturmak mümkünse, dünyada bunu yapamayacak bir şirket yok. Fark liderlikte yatmaktadır. Empoze etmeyen, entegre olan bir liderlik. Bu bölünmez, ancak dinleme alanları, anlayış ve kolektif eylem üretir.

Bugün, yirmi yıldan fazla bir süre sonra, dünya benzer zorluklarla karşılaşmaya devam ediyor. Uluslararası Stockholm (Sipri) Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü'ne göre, 2024'te dünyada, birçoğu etnik veya dini kökleri olan 180'den fazla aktif silahlı çatışma vardı. Myanmar, Etiyopya veya Sudan gibi ülkelerde, iç bölünmeler büyük yer değiştirmeler ve insani krizler üretmiştir. Ve tüm çatışmalar savaş benzeri olmasa da, sosyal kutuplaşma sessiz bir savaş biçimi haline geldi.

Dünya Ekonomik Forumu, kutuplaşmanın demokratik istikrar için en ciddi beş küresel riskten biri olduğu konusunda uyarıyor. “Biz” ve “onlar” tanımlanmış sertlik olduğu giderek daha parçalanmış toplumlarda, diyalog kıt hale gelir ve empati neredeyse yıkıcıdır.

Bu panorama ile karşı karşıya olan Bosna'daki şirketin tarihi daha da alakalı. Bize dönüşümün harika konuşmalarla değil, küçük dinleme ve tanınma eylemleriyle başladığını hatırlatıyor. En kırık ortamlarda bile, güven ekmek mümkündür. Ve bu otantik liderlik, konsantre olduğu güçle değil, birleşebilme yeteneği ile ölçülür.


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir