Onu dikkatle dinledim, benimle benzer durumları paylaşan birçok kişinin hikayesine benzer şekilde hikayesi bana tanıdık geldi. Ona sadece içerik üretme ve insanların kendilerini davet edilmiş hissetmelerini umma konusunda yürekten ne düşündüğümü anlattım: İçerik yalnız yürümez. Herkesle konuşan, kimseyle konuşmaz. Bir olayı harekete geçiren enerji, yayınlanan görüntüden değil, onu destekleyen topluluktan doğar.
A canlı topluluk Bilgilerin gönderildiği bir grup değildir. Bunu yalnızca seyirciler de almaz. Ortak bir amaç tarafından ateşlenen bir gruptur. Yaptığınız şeyin çok fazla anlatılmasına gerek olmayan alandır… çünkü zaten anlaşılmıştır, duyguyla bütünleşmiştir. Bu nedenle sohbet ikna etmeyi değil, bir araya gelmeyi, birleşmeyi ve hareket etmeyi amaçlamaktadır. Burada, Meksika'da ve yaşadığım diğer ülkelerde iş adamları, kadınlar, ruhsal sağlık uzmanları, teknoloji dünyasından insanlar ve girişimcilerden oluşan topluluklar oluşturdum ve her durumda dönüşüm, yayınların erişiminden ya da bilginin bir kanaldan yayılmasından değil, o zaman etkinleştirilen frekanstan geldi. İnsanlar kendilerinden daha büyük bir şeye katkıda bulunduklarını hissettiler.
Orada artık zorlamanıza gerek yok çünkü manyetizma var. İyi bir kampanya yürüttüğünüz için değil, amaç kolektif hale geldi.
Bugün sizlerle net olarak bir şeyi paylaşmak istiyorum: Her işletme bir topluluk oluşturmalıdır. Ve bir trend ya da sadakat stratejisi olarak değil. Ama ruhlarının ve ortak çıkarlarının bir parçası olarak.
Topluluk oluşturmak, paydaş haritanızı alıp onu canlı bir şeye dönüştürmektir. Önemli olan sadece sizi çevreleyenleri bilmek değil, onları dinlemek, onları bütünleştirmek ve onlarla birlikte büyümek. Çünkü onları iyi dinlediğinizde size hayal bile edemeyeceğiniz şeyler öneriyorlar. Bunları gerçek araçlarla (sadece beğeniler veya izlenimlerle değil, amaç algısı, duygusal etki, aidiyet duygusu) ölçtüğünüzde elde ettiğiniz şeyin veri olmadığını hayal edin: Onlar vahiydir.
Canlı bir topluluk bu güce sahiptir ve tanınabilir. İşte onu yaratıp yaratmadığınızı ya da başlama zamanının gelip gelmediğini anlamanızı sağlayacak beş işaret:
1. Yaşayan ilişkiler var. Bu temaslarla ilgili değil, güvenle ilgili. Doğrulama aramadan, dürüstçe konuşabilirsiniz.
2. Anlatı gerçeklerde gözlemlenir. İnsanlar neden orada olduklarını biliyorlar. Sözleriyle bunu açıklıyorlar. Enerjileriyle bunu savunuyorlar.
3. Tek bir merkez yoktur. Liderlik dolaşımdadır. Fikirler her zaman aynı yerden gelmez, bu yüzden topluluk hayatta kalır.
4. Motivasyon kaybolmaz. Etkinlikler arasında bile, günlük içerik olmasa bile. Bir şey titreşir, hareket eder ve siz duygusal ve ruhsal hareketi hissedersiniz.
5. Her şey açık, her şey herkes içindir. Bu bir marka mesajı değil, her şeyi organize eden şey. Kutlananlardan dönüştürülenlere.

Bir yanıt yazın