Her zaman altın renginde bir kostüm giyiyor, vücudunun açıkta kalan her yeri bu renge boyanmış ve kendisine “Goldman heykeli (sanatçı)” adını veriyor. Her gün Connaught Place'te performans sergiliyor ve genellikle sanki bir heykelmiş, yanında bir bağış kutusu varmış gibi hareketsiz duruyor. Bu gece vatandaşlardan farklı deneyimlerimizi keşfetmeleri için “Paris Salon İtirafları” yapmalarını isteyen Proust Anketi serimize katılmayı kabul ediyor.
En sevdiğiniz erdem.
İnsanları güldürme yeteneği.
Arkadaşların hakkında en çok neye değer veriyorsun?
Dost asla dagabaz (hain) olmamalıdır. Arkadaşlarım beni aldattı.
En sevdiğiniz aktivite.
oyunculuk.
En büyük talihsizliğiniz ne olurdu?
Birini sevmek.
Kendin olmasaydın kim olurdun?
Eğer altın adam olmasaydım, tekedar olurdum. Bu benim işimdi. Şantiyelerde çalışacak çalışma ekiplerini bir araya getirirdim. O zamanlar bazen mono oyuncumla işçileri eğlendiriyordum. Neyse, thekedari'de büyük bir kayıp yaşadım ve buna devam edemedim… Paranız olduğunda dünyanın rengarenk göründüğü doğru ama paranızı kaybedene kadar gerçek dünyayı göremezsiniz. Sonra akrabalarınız ve arkadaşlarınız dahil herkes değişir.
Nerede yaşamak istersin?
Connaught Place'den metroyla uzun bir yolculuk mesafesindeki Najafgarh'da yaşıyorum. Ama CP'de yaşamak ve günlük işe gidip gelme zahmetinden kendimi kurtarmak istiyorum. Aslında buraya gelene kadar yüzüme altın rengini sürmüyorum ve metro istasyonuna dönmeden önce sabunla yıkıyorum.
En sevdiğiniz renk.
Altın rengi. Bu benim kimliğimdir, değerimin kaynağıdır.
En sevdiğiniz isimler
Arvind, Arpit, Golu – üç oğlum. Ve Radha, karım.
En çok neyden nefret edersiniz?
Taane'nin (alayların) hedefi olmak.
Sahip olmayı dilediğin doğal yetenek.
Allah bize ihtiyacımızın fazlasını veriyor. Tam olarak neye ihtiyacımız olduğunu bilmeliyiz.
En büyük toleransa sahip olduğunuz hatalar.
Ben bir heykel gibi hareketsiz dururken yoldan geçenler beni itiyor, hakaret ediyor ya da paisa ka dabba'mı (bağış kutusu) alıp kaçıyormuş numarası yapıyor. Onları affediyorum.
Bir yanıt yazın