Deniz tabanı giderek daha fazla titriyor. Bir çalışma, devasa dalgaların daha güçlü titreşimlere neden olduğunu gösteriyor. Bu neden önemlidir?
Deniz tabanı büyük bir mücadele veriyor. Birkaç ton ağırlığındaki dalgalar yüzeye çöktüğünde, çok alttaki zemin de sarsılır. Bu da çok küçük ama ölçülebilir depremlere neden olur. Yapılan bir araştırma bunların gücünün son yıllarda arttığını gösteriyor. Araştırmanın yazarına göre bu bir uyandırma çağrısıdır.
Depremler ve volkanik patlamaların yanı sıra okyanus dalgalarının ürettiği enerji de yer kabuğundaki baskın sismik sinyallerden biridir.
Nature dergisinin web sitesinde yayınlanan çalışmanın başyazarı ve sismolog Rick Aster, Washington Post’a şöyle konuştu: “Dalgalar büyüdükçe, okyanus tabanını daha fazla itip çekiyorlar.” Dalgaların enerjisi 1980’lere göre yüzde 0,27 daha yüksek, ancak 2000’den bu yana yüzde 0,35 arttı. Pek fazla gibi görünmeyen bu rakam, 30 yılda yüzde 8’lik bir artış anlamına geliyor.
Dalgalar büyüyor
Bilim insanları dünya çapında 50 deprem ölçüm istasyonundan gelen verileri değerlendirdi. Sarsıntılar bazen büyük mesafelere yayılıyor.
İnsanlar bunları hissetmiyor ama etkilerini hissediyorlar. Sörfçüler bundan, yani binebilecekleri büyük dalgalardan faydalanırlar. Bunlar da açık denizlerdeki büyük fırtınalardan geliyor. Fırtına dalgalarında ölçülen kuvvet artışı da iklim değişikliğinin bir göstergesi. Çalışma yazarı Aster, “Bu gerçekten de büyük fırtınaların dünya çapında ne yaptığının bir ölçüsü” dedi.
Göm
Araştırmada yer almayan oşinograf Peter Bromirski, The Washington Post’a şöyle konuştu: “Küresel ısınma atmosferi dolduruyor, daha yoğun rüzgarlarla birlikte daha büyük dalga yükseklikleri oluşturan daha güçlü fırtınalara yol açıyor.” Örneğin daha sıcak bir atmosferde daha fazla su buharlaşır ve fırtınaların yakıtı haline gelir.
Kuzey Atlantik özellikle büyük artışlar yaşıyor
Dalga enerjisinde son 40 yılda en büyük artış yüzde 0,6 ile 0,8 arasında seyreden Kuzey Atlantik’te ölçüldü. Bu bölgeden giderek daha sıcak deniz suyu ve daha şiddetli fırtınalar gibi başka iklim kayıtları da geliyor. Özellikle şaşırtıcı olan, bu olgunun dünya çapında gözlemlenmesidir.
Scripps Oşinografi Enstitüsü’nden emekli oşinograf Bromirski, sıcaklıklar artmaya devam ettiği sürece dalga aktivitesinin muhtemelen artmaya devam edeceğini söylüyor. Kaliforniya sahili boyunca dalgalar halinde belgelediği bu artış, küresel ısınmanın 1970’lerde hızla artmasından bu yana gözlemlendi. Sörfçüler büyük dalgaları tercih ederken kıyı sakinleri risk altında.
Kıyı bölgeleri üzerindeki etki
Okyanus akıntılarını inceleyen bir İspanyol enstitüsünde araştırmacı olan Itxaso Odériz, “Tropik dışı kasırgalar gibi fırtınaların tetiklediği aşırı dalgalar sırasında, tortu taşınması önemli olabilir, erozyona neden olabilir ve kıyı altyapısını etkileyebilir” diyor. “Su seviyeleri önemli ölçüde artabilir ve bu da kıyı sularının taşmasına neden olabilir.”
Aster, “Bu, dalgalar ortalama olarak yükseldikçe insanların kıyı altyapısına ve ekosistemlere ciddi şekilde dikkat etmeleri için bir başka uyandırma çağrısıdır” dedi.
Ancak Dubai’deki COP28 iklim zirvesindeki son gelişmeler göz önüne alındığında, dünya çapındaki hükümetlerin bu çağrıya uyması şüpheli görünüyor. Örneğin, yeni karar taslağı artık tüm fosil yakıtların küresel ölçekte aşamalı olarak ortadan kaldırılmasına yönelik ortak bir taahhüt içermiyor. 21 sayfalık belgede yalnızca “fosil yakıtların hem kullanımında hem de tanıtımında azalma” öngörülüyor. Raporda, “2050 yılına kadar, öncesinde veya civarında” sera gazı nötrlüğüne ulaşmak için bunun “adil ve düzenli” bir şekilde yapılması gerektiği belirtiliyor. Toplantının aslında Salı günü bitmesi gerekiyordu ancak Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock görüşmelerin uzatılacağını duyurdu.
Bir yanıt yazın