Yüksek Haber Divanı'nın Hukuk, Tarım ve Kırsal Yargıtay Dairesi, evlilik dışı babalık veya analık itirazının sınırları konusunda yeni kriterler belirleyerek, DNA testinin “tek belirleyici unsur değil açık bir iradenin tezahürü olduğunda”, bilinçli ve özgür bir oğul tanıyan biri.
Bu açıklama, 2009 yılında bir adamın, belediyesinin nüfus dairesinde bir kızı evlilik dışı kızı olarak tanımasıyla ortaya çıkan bir davanın çözüme kavuşturulması sırasında yapıldı. Bu vesileyle, öldüğünde tek varlığının, kentsel bir ev, aynı zamanda emeklilik maaşından da yararlanacak olan reşit olmayan kişinin adına geçecek.
Adamın ölümünden on yıl sonra kız kardeşi, evlatlık bağının bulunmadığının ilan edilmesi talebiyle hakim önünde dava açtı. Erkek kardeşinin bekar olduğunu, çocuğu olmadığını, reşit olmadığı için annesiyle birlikte yaşamadığını ve bir kızının varlığından ailesine hiç bahsetmediğini savundu. Ayrıca kardeşinin kısır olduğunu ileri sürdü ve tanımanın bir hatanın ürünü olduğu.
Adam, belediyesinin Nüfus Dairesi nezdinde malikaneyi evlilik dışı kızı olarak tanıdı. Fotoğraf:iStock
Reşit olmayan çocuğun annesi ise, ilişki yaşadığı erkeğin kız kardeşinin, çiftin birlikte yaşadığı yıllardan bu yana ilişki ve kızın varlığından haberdar olduğunu söyledi. He added that the lawsuit was due to personal animosity and recalled that on the same day of the man's death lReşit olmayan çocuğun teyzesi, sağlık yetkilileri nezdinde kızın tıbbi sistemle bağlantısının kesilmesini talep etti.
Davayı ilk gören mahkeme DNA testi yapılmasına karar verdi, ancak daha sonra bunun gereksiz olduğunu düşündü. Birinci ve ikinci davada adamın kız kardeşinin iddiaları reddedildi. Bu karar göz önüne alındığında, Yüksek Mahkeme'nin dikkatini çeken temyiz başvurularında bulundu.
Yüksek Haber Divanı Fotoğraf:Cesar Melgarejo
Daire, kararında, 2006 tarihli ve 1060 sayılı Kanunla değiştirilen Medeni Kanun'un 219. maddesinin, mirasçıların babalık veya analığa itiraz etme hakkının, baba veya annenin bir vasiyetname veya kamu belgesi ile çocuğu açıkça kendilerine ait olarak tanıması durumunda sona erdiğini belirlediğini hatırlattı. Sonuç olarak, merhumun iradesinin özgürce, bilinçli ve bilinçli olarak ifade edilmesi, mirasçıların mülkiyet haklarına üstün gelir.
Yüksek Mahkeme, nesep beyanı talep edilen süreçlerde “genetik sonuçların dikkate alınmasının yeterli olmadığını, iddia edilen baba veya annenin tanıma anındaki iradesini yansıtan hukuki ve sosyal unsurların da incelenmesi gerektiğini” vurguladı.
Böylece Mahkeme, mahkemenin uygulamayı reddeden kararını onadı. DNA testi ve ni'nin tanınmasının geçerliliği onaylandıadamın evlilik dışı kızı olarak.
Haber Başyazısı

Bir yanıt yazın